31 Mart 2014 Pazartesi

yalnızlığa mahkûm

Kendimizi yalnızlığa mahkûm etmiş varlıklarız. Buna şahit olmak için geçmişimizi düşünmemiz yeterlidir. Ne kadar iyi insanları hayatımızdan men ettik, ne denli iyilikleri görmezden geldik bir düşünelim. İçimiz cız ettiyse, sorun yok; sen de insansın!
İçi cız etmeyenler çıksın, vicdanım kasıyor!
Şimdi gelelim neden kendimizi "deli" gibi yaptığımız kısmına. Delilik muazzam bir yaşam biçimi. Bakın hastalık demiyorum, delilik bir yaşam biçimidir ve herkes deli olmak için çabalar aslında. Delilik rahatlıktır, özgüvendir, mutluluk ve huzurdur aslında. Her şeye gülmek, her şeyden mutlu olmak deliliktir, ben deli olmak istiyorum arkadaşlar. İnsanları itmemek, onlara aşağılıkmışcasına davranmamak istiyorum. Her defasında herhangi bir şey için kendimizi kandırdığımız gibi kandırmaya çalışıyorum kendimi. Bu sefer sigarayı bırakıyorum, bu sefer spora başlıyorum, bu sefer düzenli uykuya sahip oluyorum der gibi; bu sefer insanları seviyorum- demek istiyorum.
Sevemiyorum.
Karşımdaki insanın bana verdiği huzursuzluğun ve acının tadına baktığım sürece daha da karanlığa iniyorum kendimde, daha kötü bir insan oluyorum; ya da öyle düşünüyorum.
Keşke düşüncelerimizi ve duygularımızı kontrol edebilseydik demiyorum, eğer bunu yapabilseydik ne anlamı kalırdı kaderin, insanlığımızın? Her zaman -iyi ki!- demeye gayret gösterelim.
Keşke kelimesi özgüvensizliğimiz törpülenmiş marjinal bir anlatım biçimidir. O yüzden içimizde bu kadar marjinal bir ahmak düşünceye yer vermeyelim, iyi ki diyerek yolumuza devam edelim.
Yalnız kaldıysak da iyi ki kalmışız, terk edilmişsek de iyi ki terk edilmişiz.
Ama yalnızlık hoş şey.
Yalnızlık bir nevi cansızlık olsa da, kansızlık ve arsızlıktan uzaktır evelallah.

*Ne denli bir sorun, problem yaşıyorsan oturup üzülme, keşke deme, kendini yalnızlığa mahkûm etme, marjinal düşüncelere yer verme, sevgiye her daim aç ol, delilikte sınır tanıma; karşındaki insan senin için var.

İyi ki yazdım be!