28 Nisan 2013 Pazar

Tom Waits

Önce nefes aldı.. Nefesiyle ahenk içerisinde sandalyesine yan oturdu. Nefesini verdi.. Alt ve üst dudakları yavaşça içeriye doğru çekildi, yapışmıştı. Gözleri sağa kaymış, elleri ise cebindeki sigarayı arıyordu. Baktığı kişi alımlı bir bayan olabilirdi. Ya da, ufak bir mızıka ile hafif sesler çıkartan bir çocuk. Her ne ise o, gözleri ondaydı. Ve sigarasını yaktı. Saçları ise ortama ayak uydurmuş, kendini salmıştı. Dans ediyordu saçları; sigarasının dumanıyla. Ve iç çekti. Hâlâ bakışlarını kaçıramıyordu. Gerildi. Sol elini yan oturduğu sandalyenin üzerine koydu ve bakışlarına devam etti. Sağ dirseğini ise masaya koydu; sigarayı unutur gibiydi sanki. Kol düğmeleri parlıyordu. Siyah ceketinin içindeki buruşmuş gömleği anlatıyordu bütün yorgunluğunu. Ve bu DEV adamın bakışları, bir müzikti. Sessiz, çığlıklarla ritim tutan bir müzik.
Ve dedi ki;  I Hope I don't Fall in Love with You

Tom Waits..

Berk Gürel.